BADEM ÇİÇEKLERİ / Köşe Yazısı - Nevzat YİĞİT

Zemheriye inat ,yer bütün güzelliklerini yüklenip görücüye çıkma niyetinde .Şubat soğuklarını koca karı fırtınalarını geride bıraktığımız bu günlerde “insanların tekrar dirileceğinin en somut göstergesi kupkuru dallar ve çatlamış toprak.. .Yeniden canlanıyor dirilişi ve haykırışı sembolize ediyor.
Daha henüz karlar erimişken baharın habercisi nazlı badem çiçekleri açılıyor ilkin, arkasından diğer nebatat kokusunu ve tüm güzelliklerini sunacak bizlere. Badem çiçekleri, çiğdemler, Laleler…
Tıpkı badem çiçekleri gibi bizlerde kırılgan bir süreçten geçiyoruz.
Barış ve kardeşlik türkülerinin yakıldığı, anaların ümitle ve umutlu beklediği çocuklar, beklenen bahar ve nevruz ateşi. İlk kez bu kadar yaklaşıyoruz kardeşliğe, barışa ve huzura. Bu baharda bizim için açılacak güller, tevhid bülbülleri bizim için ötecek, gök bizim için gürleyip rahmet yağmurlarını indirecek ve yüreklerdeki yangınları söndürecek, nevruz ateşi bizim yanacak bu sefer kini ,nefreti yakacak birliğimize ve dirliğimize bir adım daha yaklaştıracak .Tarih tekerrürden ibarettir. Geçmiş suyun suya benzediği gibi geleceğe benzeyecek.
İşte o geçmişe çok yakınız hiçbir imkanı olmayan bu aziz millet “en büyük imkan imandır, kardeşliktir diyerek tek ve yek yürek olmuş, düşmana karşı omuz omuza Çanakkale de savaşarak bu kutsal vatan topraklarını kendi kanlarıyla sulamıştır. Yüz binlerce vatan evladı şahadet şerbetini içerek bu uğurda canını seve seve vere bilmiştir. İşte Çanakkale ruhu diye ifade ettiğimiz bu ruha tekrar en az o gün kadar ihtiyacımız var. Çünkü o gün düşman belliydi ve hedefteydi ama bugün dış düşman kadar içteki yerli işbirlikçileri ile de boş durmuyor. Küllenen ateşe körükle giderek alevlendirmeye, fitneyi uyandırmaya çalışıyorlar.
Merhum Mehmet Akif’i andığımız bu günlerde “Allah bir daha bu millete istiklal Marşı yazdırmasın ve Bir millete tefrika girmediği müddetçe hiçbir tankın, topun kar etmeyeceğini söylemesi çok manidardır. Ömrünü vatanına adayan ve bir dava adamı olan Akif “Çanakkale Şehitlerine ithafen yazmış olduğu şiirinde:
Eski dünya, yenidünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi iklimi cihanın duruyor karşısında, Ostralya ile beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.
Vahşetin yaşandığı Çanakkale de Atalarımız yaralı düşman askerine yardım ederek insanlık dersi vermenin yanında, Karslısından, Edirnelisine kadar, Urfalısından Balıkesirlisine kadar omuz omuza çarpışmış şimdi ise yan yana uzanmakla bizlere de birlik ve beraberlik dersi vermiştir. Bize düşen payımızı almak ve bundan ders çıkarmaktır. Bu yüzden her zamankinden daha fazla birliğe ve kardeşliğe ihtiyacımız var.
Millet olarak, sivil toplum örgütleri olarak, başlatılan Milli Birlik, beraberlik ve Kardeşlik projesine, barış ve çözüm sürecine elimizi değil tüm bedenimiz koyarak desteklemek gerektiğine inanıyorum. Silahların sustuğu, bir daha ortaya çıkmayarak gömüleceği bir gelecek ve Mazlumun ve mağdurun sığınağı, gücünü milletinden, haktan ve adaletten alan Yeni bir Türkiye diyoruz.
İşte bu yüzden bu bahar başka bir bahardır başka bahara benzemez, bu nevruz başka bir nevruzdur başka nevruza benzemez inşallah diyoruz.
Selam ve Dua ile….