Belki de millet olarak tarihimizin en zor günlerinden birini geri de bıraktık. Bizi yüzyıllarca geri atacak bir darbe girişimini halkın iradesiyle durdurmayı başardık ve halkın etkin iradesini gecenin en karanlık anında tanın ağrıması gibi yeni bir güne yeniden doğurduk. Öyle bir güne doğduk ki artık ölene kadar bu onurlu günümüz tarihin altın sayfaları arasında konuşulacak.
Siyasi tarihimizde sürekli yüzleşmek zorunda kalığımız bir gerçek tekrar karşımıza çıktı: askeri darbe. Elhamdülillah daha önce yaşadığımız acılardan ders aldığımız bu son darbe girişiminde belli oldu. Belki de Adnan Menderes asıldığında sokaklara dökülemememin üzüntüsünü kalbinin en derinliklerinde yaşayan bu halk, belki de Necmettin Erbakan görevinden zorla uzaklaştırılırken evinde içi içine sığmayan bu halk sonunda geçmişinden aldığı gücü gün yüzüne çıkardı. Yeni bir tarih daha yazdı. Silah, tank, savaş uçağına karşı kadın, erkek, çocuk. Dünya tarihinde benzerine rastlayamayacağımız bir sınavdan geçmiş olduk. Ülke tarihlerinin belki de en kirli, en ahlaksız terör örgütü FETÖ senelerce yaptığı takviyenin ardındaki gerçek yüzünü yaptığı kanlı eylemle bize bir kere daha göstermiş oldu. Elhamdülillah ki şanlı halkımız tankın dönünde siper oldu ve hükümetinin yanında sağlam bir kaya gibi durdu. Artık bir Afrika ülkesinde olmadığımızı bir darbe ülkesinde olmadığımızı bütün cihana bir kere daha ispatladı.
Halkı, medyası, meclisi bir arada
O karanlık gecenin en önemli detaylarından birisi de hiç şüphe yoktur ki badirenin başladığı ilk dakikadan itibaren medya kurumlarının bu ahlaksız FETÖ'cu darbe karşısında dik bir şekilde durmasıydı. İlk dakikadan itibaren "bu küçük bir grubun girişimidir" haberleriyle halkın cesaretlenmesine yardımcı olan ve pratik bir düşünceyle halkın cumhurbaşkanını "facetime" uygulamasıyla en hızlı şekilde halkıyla buluşturması belki de gecenin kritik anlarından biriydi. Halkın seçilmiş cumhurbaşkanının halkını meydanlara, havaalanlarına, önemli merkezlere çağırası ise miladımızın tekrar başladığını hissettiriyordu. Kısa zaman içerisinde tepkisini ortaya koydu. Sadece halk değil seçilmiş milletvekilleri yoğun bombardımanlara rağmen gerekirse "mecliste ölürüz" sloganlarla halkın bağlarına koştular. Birçok nokta da direniş başladı. Bütün siyasi fikirler adete tek bir vücut oldu. Ve sonucunda elhamdülillah kazanan yine halkımız oldu.
Silahlı terör örgütü
Yıllarca takviye yaparak devletin içerisine sızan bu onursuz, gurursuz terör çetesi belki de düşmanın dahi aklına gelmeyecek şeyleri bu darbe teşebbüsünde düşündü ve uyguladı. TBMM bombalandı milletvekilleri sığınaklara hapsedildi. Cumhurbaşkanına suikast düzendi. TSK karargahları bombalandı, Polis karakolları, jandarmalar ablukaya alındı. Halkın üzerine ataş açıldı, tanklar sürüldü. Artım şüphesiz belli olan bu silahlı terör çetesinin üzerine milletçe gidilme zamanıdır.
Vücudumuza intikal etmiş bu virüsü kazımalıyız
Kanlı darbe girişimi sonrası FETO'cu bütün yapılanmaları devletimizin her yapısından adete bir kanser vürisünü kazır gibi kazımalıyız. Şuanda 10bini aşan tutuklamalar yerindedir ve devam ettirilmesi gerekmekte. Daha önce askerin halka karşı ilan ettiği olağanüstü hal bugün halk tarafından devlet düşmanlarına karşı alenen ilan edilmiştir. Daha önce olağanüstü hallerde evlerine kitlenen halk bu sefer dışarı da meydanlarda nöbettedir. Seçilmiş cumhurbaşkanı ve hükümetinin yanındadır. Meclis halkının olağanüstü hal hakkını ezici bir çoğunlukla mecliste kabul etmiştir ve darbeci teröristlere karşı en hızlı adımların atılması için yol açılmıştır. Artık zaman bu adi yapıyı bu kökleri yurtdışında olan terör çetesini ülkemizden ebediyen kazıma zamanıdır. Başaracağız inşallah
Gün artık birlik günüdür
Gün artık tek yürek olma günüdür
Gün artık dünyaya karşı bir olma günüdür
ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM