Savaş Sonrası Gülen Yüzler Ve Onları Bekleyen Büyük Dram / Köşe Yazısı - Servet DURMUŞ

5.02.2015 11:14:13
Servet DURMUŞ

Servet DURMUŞ

Türkiye; Dünya’nın ekonomik, kültürel ve siyasal yönden faklı bölgeleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle Dünya üzerinde çok önemli bir konuma sahiptir.
Yurdumuzun doğu ve güneydoğusunda; Orta Doğu ülkeleri yer almaktadır. Zengin petrol yataklarına sahip olan bu ülkeler sanayi alanında gelişmemişlerdir. Avrupa ülkeleri ise genelde sanayi alanında gelişmiştir. Türkiye, bu iki uç ekonomik farklılığa sahip ülkeler arasındadır. Bu ülkeler arasındaki en kısa yol tıpkı bir ana halter gibi ülkemiz üzerinden geçmektedir. Bu durum, ülkemizin Dünya üzerindeki önemini daha da artırmaktadır.
Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunda dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip en çok petrol üreten fakat ekonomik bakımdan geri kalmış ülkeler yer alır. Petrol yüzünden bütün dünyanın gözü bu bölge üzerindedir. Bu topraklarda yaşayan bizler ise ülkenin kıymetini anlayacağımız yerde ülkenin bölünmesine yardımcı oluyoruz. Sanki bugün Türkiye bölünse bizim Suriye'den Mısır'dan ne farkımız kalır? O yüzden birliğin ve beraberliğin, Allahın üzerimize indirdiği sekinetin farkına varmalı ve muhafaza etmeye çalışmalıyız.
En büyük sorunlarımızdan biri ise ahir zamanın en büyük fitnelerinden olan menfaat ilişkisi ve içinde menfaat olmayan hangi işe başlanmaması ya da başlansa da arkasında durulmamasıdır. Adeta “Dünyanın çivisi çıkmış” sözünün bir tezahurrunu yaşıyor ve menfaat, kibir, bencillik, riya gibi sonu olmayan bir bulanıklık içerisinde, üç günlük Dünya'yı paylaşamıyoruz…
Günlerdir Suruç ilçesinde sığındıkları bir camide yatıp kalkan mülteciler, yaşanan sokak çatışmaları yüzünden adeta unutulmuş durumda. Yaşanan olayların gölgesinde kalan mülteciler, parklarda, bahçelerde, camilerde yatıyor. Aileler, elbiselerini camide abdest alınan şadırvanlarda yıkamak zorunda kalıyor.
Kobani’de ki iç çatışmalardan kaçarak Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine sığınan mülteciler gördükleri zorlukları halini soran duyarlı insanlara şu ifadelerle anlatıyor;
Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen aç ve susuz şekilde bir kilometreden fazla yol yürüdüğünü belirten Kobani’li Saliha teyzem, evlerinden çıkarken hiçbir şey alamadıklarını ve kapılarını dahi kilitleyemediklerini söylüyor. Şu an aç ve susuz bir şekilde çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi verdiklerini ifade eden Saliha teyzem, “ Biz Kobani’nin batısında bulunan Şeyhler köyünden geldik. Buraya gelirken gözlerim görmediği için kızımın kolunu tuta tuta geldim. Buraya geldik ama durumumuz perişan halde. Cami köşelerinde, parklarda hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz.” diyerek yaşadığı zorlukları dile getirdi. İki çocuğunu da sınırda kaybettiğini söyleyen Saliha teyzem, “Çocuklarımın nerde olduğunu şuan bilmiyorum. Çocuklarımın yaşayıp yaşamadıklarını dahi bilmiyorum.” dedi.
Yeter artık öfkemiz kan kussun. Bir avuç Yahudi tohumu koskoca 1.5 milyarlık İslam ümmetiyle dalga geçiyor. İnanıyorsak galip gelecek olan bizleriz inanmanın vakti çoktan gelmedi mi?
İşıd Belasının geri püskürtülmesi ve gülmeye başlayan çocuk yüzleri…
Yakın zamanda Işid belasının Kobani’den çıkarılmasıyla şimdilerde bayram havası esiyor Suruç’ta. Gülen çocuk yüzleri, evine dönme hayalleri yükselen anne, babalar ve köyünü son kez görme hayaliyle bekleyen yaşlı teyzeler, dedeler. Bu kadar sevinç ve mutluluğun gölgesinde görülmeyen ise şehrin neredeyse yaşanılamaz bir halde olması, alt yapının ve binaların kullanılamaz halde bulunması gibi gözüküyor. Allah’ın bir imtihanı olarak başka memlekete göç etmek zorunda kalan bu insanların ikinci büyük imtihanı da kapıda gibi gözüküyor, onların imtihanı yani bizim imtihanımız. Artık Kobani’nin eski yaşam dolu hayatına dönebilmesi için hep beraber seferber olmalıyız, zor günleri geride bıraktıran Allah’a hamd ederek…
Kral Abdullah’ın Hayatını kaybetmesi
Özellikle Mısır darbesine destekleriyle bilinen Kral Abdullah geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yumdu. Yaşamı lüks ve rahatlık içerisinde geçen kral Abdullah, neredeyse her yeri altından olan evinden dar ve karanlık bir mekana; kabrine defnedildi. Özellikle İsrail’in Filistin işgalini tatlı dil ve barışçıl açılımlar yapmaya çalışarak Filistin halkını çok kez yalnız bırakmıştı, son olarak Tahrir meydanında yapılan “Rabia” yürüşünde sıkılan her kurşunun kendisi tarafından tahsis edildiği gerçeği de ortaya çıkmıştı. Şimdi ise o mermilerle ölen her masum insanla ödeşme günü gelmiş gibi gözüküyor…
Ölümünün ardından Avrupa ülkeleri, Mısır gibi ülkeler kral için yas tutmaya başladı bile. Pek tabii ki en büyük müttefiklerinin ölümü bizden çok onları üzmüş durumda gibi gözüküyor…
 

Bu yazı toplam 1486 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ


Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Sincik Gündem | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.