Yıllardır coğrafyamızda dökülen kanın artık son bulmasını ve Bahar'ın estiği Güneş'in Gülen yüzünü hep içimizde hissettiğimiz günler artık gelecek mi?
Özellikle seçim ağzı Söylenen Barış şarkılarına artık halk ne cevap verebilir
Ülkesinin Yüzyıllardır dökülen kandan nemalanan Barış düşmanlarının sağladığı rant nasıl yıkılacak..
Acabalarla dolu ve hep çelişkilerle olan yaklaşımım Ülkemizde olacak Yada olması beklenen barışın ancak ve ancak Silahsız mücadele ile çözülebileceği kanaatindeyim
Son yıllarda ülkemizin en çok konuşulan herkesin kendince teoriler üretip etrafa
Savurduğu yaşamsal bir konu kısaca; barış süreci. Büyük umutlarla başlanan
Kan, göz yaşı ve belirsizliği kaldırmak için başlanan süreç; bazen yavaş bazen de
Biraz iterek, iniş ve çıkışlarla devam ediyor. Sürekli yeni teoriler ve planlarla
Kendini yineleyip sıcaklığını muhafaza ediyor.
1984 yılında başlayan ve 30 yıldan fazla süren çatışmalar neticesinde 40.000 ile 100.000 arasında can kaybı ve ekonomik zarar meydana geldi. 1999 ile 2004 yılları arasında tek taraflı ateşkes olsa da, daha sonrasında çatışmalar şiddetlenerek arttı.
Belirsizliklerin kaldırılıp, halkların kardeşliğini ön plana çıkarmak için ortaya çıkan
Sürecin gittikçe uzaması ve karmaşıklaşması halkın ümitlerini azaltmaya ve siyasi
Bir koz haline mi geldiğindiği sorularını akıllara getirmeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde kutladığımız nevrozun bayram havasını ciğerlerimize kadar hissederken
Siyasi sert söylemlerin artmasıyla beraber teneffüs ettiğimiz bayram havasının tadını
Kaçırmaya yetti ve artıyor bile.
Üzülerek kabullenilmesi gerekiyor ki barış süreci; halkların kardeşliği için başlatılan
Fakat giderek siyasileşen bir durumu teşkil etmeye başladı. Ülkemiz için hayati bir
Önem taşıyan bu meselenin sert söylemlerden ve siyasetten uzak bir şekilde yumuşak dil ve empati yoluyla değerlendirilip, menfaat odaklı değil de sorunu çözme odaklı devam etmesi gerekiyor. Güzel bir rüzgarla başlayan ve meltem esintilerini halkın kalbinde hissettiren
bu onurlu ve temiz sürecin en kısa sürede ve her iki kesimin birbirini dinleyerek hassasiyetle
devam ettirilmesi gerekiyor. Yakalanan bu olumlu havanın bozulması ve halkın çözüm sürecine olan
güveninin sarsılması ülkemiz için tekrar bir istikrarsızlık yolunu açabilir. Siyasetçilerimiz
temsili demokrasinin bir gereği olarak halkın istek ve çıkarlarını yani barışı hassasiyetle
devam ettirmeli, bu onurlu yolu siyasi emelleri için kullanmamalı ve halkı bütünleyici bir
rol oynamalıdır.
Seçim ağızlarında Barış şarkılarının söylemde kalması yerine artık kararlı bir şekilde menfaatsiz Karşılıksız huzurun sağlanmasını her iki taraf için bekliyoruz
Allah bu güzel havanın bozulmasını isteyenlere bu sevinci tattırmasın. Allah birlik ve beraberliğimizi arttırsın ve bizlerin yardımcısı olsun, BARIŞLA kalın...